5 Eylül 2015 Cumartesi
Hedef Ve Hayal Arasındaki Fark
Her şeyden önce, hayatta herkesin bir veya birden fazla hayali vardır. Hayallerimiz kısa vadeli de olabilir uzun vadeli de, tıpkı hedeflerimiz gibi. Dostlar bu iki benzer nitelikte değerlendirebileceğimiz iki terimin aslında ne kadar farklı olduğunu gelin anlamaya çalışalım.
"Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya", hayal kelimesinin TDK daki karşılığı. İsterseniz şimdi de hedef kelimesinin anlamını tam anlamıyla pekiştirelim :"Yapılması tasarlanan iş, amaç. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta."
Hayallerimize ulaşmak zorunda değiliz, onlar bir köşede bekleyebilirler, onlarla yaşarız, onlara ulaşmak umuduyla. Hedeflerimiz ise daha gerçektir daha hayattandır. Hedefler daha ulaşılması imkanlıdır daha bizdendir bir başka deyişle.
12. Sınıfın başında kendi durumumuzu bilerek ve de 6-10 ay arasındaki olası gelişimimizi , net artışlarımızı göz önüne alarak gitmek istediğimiz okul ve bölümü belirler isek bu bir hedef olur. Fakat önümüzdeki süre zarfını ve gelişim sürecimizi göz önünde bulundurmayarak bir alan ve okul seçimi kurar isek bu hayalden ötesi değildir. Ufak bir örnekle durumu süslemek gerekir ise:
1- Ben bu sene sonunda kimsenin hayal bile edemeyeceği düzeyde başarılı olacağım ve herkes şaşıracak.
2- Ben bu sene sonunda çalışmalarım bu düzende gittiği takdirde Odtü Elektrik Elektronik Mühendisliğini kazanacak hale geleceğim.
Arkadaşlar gördüğümüz üzre 1. cümle hayal 2. cümlemiz ise bir hedeftir. Hayaller ulaşılması imkansız olmayan ama bir hayli olumlu durumun ittifakını isteyen birer olasılıklar bütünü iken hedefler ise daha somut daha hayatın barındırdığı durumlar bütünüdür.
Hedeflerimize ulaşmak için yapmamız gereken 3 şey var, peki bunlar neler ? 1- Kendimize Uygun Bir Plan 2- Planı Harfiyyen Uygulamak 3-Sabır İle Son Ana Dek Yılmamak
Sevgili dostlar çoğumuz bir işe başlarken türlü türlü hayaller kurar şunu şöyle yaparım sonunda da şöyle güzel olur deriz. 1. gün güzelce çabalarız 2. gün biraz bıkarız ve 3. gün monoton hayatımıza devam ederiz. Bu neden mi oluyor pekİ? Kendimizi dogru okuyamamızdan kaynaklanıyor. Bunun için nacizane tavsiyem şudur ki hazır ders çalışma programlarını uygulamayın oturun ve o programdan da destek alarak kendinize uygun olanı oluşturun. Her insan bambaşka bir dünyadır ve hiçbirimiz aynı yapıda değiliz tıpkı her kar taneciğinin farklı olduğu gibi.
Kendimize uygun planı oluşturduktan sonra planı uygulama aşamasına geldik. Arkadaşlar burada en önemli nokta çalışma çabalama sürecinden zevk almaya çalışmak, elbetteki sonuç için çabalayacagız ama bu süreci zevkli hale getirip haz almaya başladıgımızda her şey rayına oturacak. Öğrendigimiz her bir bilgi için mutlu olmaya çalışmalıyız. Evet belki de çok gezen çok okuyandan daha kültürlü olabilir ama biz işin akademik kısmındayız.Yılmadan çalışmalıyız. Her sıkıldıgımızda kendimize "Bir beş dakika daha çalış" telkinini vermeliyiz.
Planı da uyguladıktan sonra sabır kısmına geldik. Bu iş diyete de benziyor hiçkimse 1 gün diyet yaparak fazlalarından kurtulamaz veya diyet ile ulaşmak istediği kiloya çıkamaz.Süreç isteyen bir etkinlik çünkü metabolizma düzenini sağlamak... Çalışma düzeni de bundan pek farklı sayılmaz. 1 gün 15 saat çalışmak mı yoksa beş gün 3 er saat mi? Tabiki de 5 gün 3 er saat çünkü 15 saat çalışıp ertesi 4 gün yatar isek 6. gün hafızamızdaki bilgi hatırlanma oranı ciddi manada düşecektir. Kendimizi yıpratmadan ama yoruldugumuzu hissederek ve verim içerisinde hedefimize yönelir isek ciddi manada yol kat'edeceğimizden emin olabiliriz. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.Çalışma tutkusu yanınızda olsun :)